Karşına her dem gelen, her olay, ilminin imtihanıdır!.

EĞER

UYANDIĞINIZDA PİŞMAN OLMAK İSTEMİYORSANIZ…

Her sabah, değişik bir rüyadan uyandığımız halde; acaba ne oluyor da, dünya rüyasından, beklemediğimiz bir anda uyanıvereceğimizi düşünemiyoruz?

Uyandığımızda, didişecek birileri kalmadığını gördüğümüzde, acaba hangi şartlar altında olacağımızı düşünüyor muyuz?

Birbirimizin imtihanı olduğumuzun farkında mıyız?

Akıl hastalarıyla, şizofrenlerle, diktatörlerle, erken bunayanlarla, zekâ özürlülerle, kişilik sorunu olanlarla, aşağılık duygusuyla yaşayanlarla, tepeden bakanlarla, imtihan içinde olduğumuzun farkında mıyız?

Onlar, nasıl olsa, içinde bulundukları hâllerin sonuçlarını yaşayacaklar, uykudan uyandıktan sonra! Ama ya onlara takılıp kalanlar!

Onlar, çoğunlukla çevrelerine fitne olurlar!.

Onların neler yaptıklarını, gerçeğiyle, yakın çevreleri bile çoğunlukla bilmez!. Onlar, kendilerini, farklı takdim ederler; ama arka planda yakınlarının bile bilmediği, kendilerinden beklenmeyen bir takım davranışlarda bulunurlar! Bu yüzden de, en yakınları için bile, fitne olurlar!

Fitneden korunmanın yolu, ilme tâbi olmaktır!.

Fitneniz, o fitne sizi etkilemez olana kadar, son bulmayacaktır!.

Tek şansınız, o fitneye bağışıklık kazanmaktır… Dünyada… Ya da Kâbir âleminde… Veya Cehennemde!.

Eğer uyandığınızda pişman olmak istemiyorsanız, yaşam boyu sizi bırakmayacak olan, fitnelere takılıp kalmayınız!.

İnsanları tanımak istiyorsanız, ayaklarına basın; ama sonucuna katlanmayı da göze alın!.

O zaman testi eğilecek ve içindeki dışarı akacaktır!.

Olgunluk, kişinin maddi veya mânevi menfaati zedelendiği zaman belli olur!.

BİZ,

YAŞAMIMIZDAN PİŞMANLIK DUYMAYACAĞIMIZ ŞEKİLDE

ÖLÜMÖTESİNE GEÇMEK İÇİN DÜNYAYA GELDİK

“DİN”i, tanrıya tapınma ve onun gönlünü hoş edip cennette yer kapma ya da cehennemden kaytarma, diye anlayarak; gereklerine çeşitli nedenlerle boş verenler bunun faturasını ebeden ödemeye devam edecekler!.

Allah’ın yaratmış olduğu bu sistem ve düzeni fark ederek, yaşamlarını o sistem ve düzenin kanunlarına göre düzenleyenler ise, yaptıkları çalışmaların sonuçlarına göre yeni bir yaşam biçimine kavuşacaklardır.

Allah Rasûlü size, ebediyet yaşamına göre nasıl hazırlanırsanız; ne yaparsanız; onun sonuçlarını yaşayacağınızı bildirmiştir.

Ölümötesi boyutu anlatanı önemsemeden; yalnızca, dünyalık geçici çıkarlarını önplana alarak yaşayanlar; sonsuzluk ortamında telâfisi mümkün olmayan pişmanlığı yaşayacaklardır!

Depremlerin getirdiği ders, bir anda herşeyin yitirileceğini öğretmektedir.

Ya geçeceğiniz boyuta bir hazırlığınız yoksa?…

DÜNYALIK GEÇİCİ ÇIKARLARINI

ÖN PLANA ALARAK YAŞAYANLAR

SONSUZLUK ORTAMINDA TELÂFİSİ MÜMKÜN OLMAYAN

PİŞMANLIĞI YAŞAYACAKLAR

“DİN”i, tanrıya tapınma ve onun gönlünü hoş edip cennette yer kapma ya da cehennemden kaytarma, diye anlayarak; gereklerine çeşitli nedenlerle boş verenler bunun faturasını ebeden ödemeye devam edecekler!.

Allah’ın yaratmış olduğu bu sistem ve düzeni fark ederek, yaşamlarını o sistem ve düzenin kanunlarına göre düzenleyenler ise, yaptıkları çalışmaların sonuçlarına göre yeni bir yaşam biçimine kavuşacaklardır.

Allah Rasûlü size, ebediyet yaşamına göre nasıl hazırlanırsanız; ne yaparsanız; onun sonuçlarını yaşayacağınızı bildirmiştir.

Ölümötesi boyutu anlatanı önemsemeden; yalnızca, dünyalık geçici çıkarlarını önplana alarak yaşayanlar; sonsuzluk ortamında telâfisi mümkün olmayan pişmanlığı yaşayacaklardır!

Depremlerin getirdiği ders, bir anda herşeyin yitirileceğini öğretmektedir.

Ya geçeceğiniz boyuta bir hazırlığınız yoksa?…

YA İLMİN GEREĞİNİ YAŞAYIP

YAKİNİN MEYVELERİNİ TOPLAYACAKSIN..

YA DA PİŞMANLIKLARI OYNAYACAKSIN!

İnsan olmanın sınavı ise yaşam boyu devam…

Evet, nereden geliyor bu sınav ve kim düzenliyor soruları?

İnsansılar…

İnsanlar…

Sınavlar insanlar için!..

Sorular; kendini içinde bulduğu olaylar!.

Sınıf geçme şartı, sorulara doğru cevap verebilmek…

Doğru cevaplar, RASÛL’den ulaşmış bizlere… Kitap’ta yazılı…

İnsana yakışan temel prensipler bildirilmiş!.

Sen, olaylar içinde bulmuşun kendini, bilinçlendiğin günden bu yana… Husûsi biri, olayları, senin için düzenlemiyor!

Yaratan, “Sistem”i yaratmış… “Kendini tanı; kendindeki beni bul” ve “ben”imle yaşa; “bana yakışır şekilde”; demiş… “Benim ahlâkımla ahlâklan” demiş…

Her dem, bir olayla karşı karşıyasın!

Güneş senin için doğup batmıyor; yağmur senin için yağmıyor!.

Sen olayların içinde buldun kendini, elinde olmayan bir zaman ve ortamda. Olaylar kendi yolunda akmaya devam edecek!.

Sen…

Ya karşılaştığın olaylar içinde, RASÛL’ün haber verdiği şekilde, kendi hakikatına yakışan bir biçimde, ilmin gereği olan davranışlar ortaya koyarak, hakikatine bir adım daha yaklaşacak; yakîninin meyvelerini derleyeceksin…

Ya da… İlmi ve aklını bir yana koyup; şartlanmaların, ilkel değer yargıların, duyguların istikâmetinde davranışlar ortaya koyacak; sahiplik düşüncesi ve duygusuyla yaşamına yön verip, sonuçta pişmanlıkları oynayacaksın!. Boşa geçen, değerlendiremediğin zamanı, yapman gerekirken yapmadıklarını sonradan asla telâfi edemeyeceksin!.

Karşına her dem gelen, her olay, ilminin imtihanıdır!.

Ya, doğru cevabı vereceksin, doğru cevap seni başka sorulara aktartacak; ya da yanlış cevap seni daha başka sorularla karşılaştıracak!.

Doğru veya yanlış, cevaplayıp geçtiğin soruya tekrar dönme şansın yok

ÜSTAD AHMED HULUSİ

About thesunrise133

öğrenci ,öğretmen, araştırmacı, kaşif, Cennet bizim içinde olacağımız bir yer değil, bizim içimizde olan bir yerdir..
Bu yazı Uncategorized içinde yayınlandı. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Yorum bırakın