Sevda Dizdar Kardeşim “Böylesi güzel insanlarda çirkinlik, yanlışlık olmaz. Biz önce kendi algılarımızı düzeltelim” demiş de… Bir düşündüm… Aman Allah’ım!
Bu çok büyük bir hata… Çünkü ben de tam olarak böyle düşündüğüm için; AĞZINDAN ÇIKAN HER ŞEYİ AYET GİBİ KABUL ETTİĞİM İÇİN hayatımın en büyük kazığını, en büyük yanlışını, en büyük acısını yedim. Güya ALLAH diyen o güzel dudaklarından yalan çıkmazdı! Benim için “O” Yaşayan Kuran’dı…
Ama Allah’ı da aldattı, Allah indinde önünde diz çöküp medet dilediği Evliyâları da aldattı, bu hareketleriyle Resulullah’a da küfrü bastı.
Defalarca, farklı farklı bir sürü avukatla konuştum. “İrem Hanım, bu belgeleriniz ile hapse atılır anında, lütfen hemen dava açalım” dediler de, gönlüm almadı. Sadece bir tövbe, bir “İremcim sana da yanlış yaptık ya HU, kusura bakma, hakkını helal et” desin bekledim uzun süre… Ama elimdeki yüzlerce belgeye, yüzlerce kayda rağmen, nasılsa kıyıp kullanamam diye, helalleşmek de neymiş, yanındakilere tam aksini anlattı. Anladım ki, o aynalıkta bile yalandı! Aynada sağ elini sol elin gibi görmen misali ondan yansıyandı. Tek bir dava açsam, tümden yanardı; ama Bizim Yunus “biz gelmedik dava için” demeyi hiç bırakmadı.
Bu kadarını yemin olsun, hiç Allah adı duymayan bile yapmazdı!
Muhyiddin Arabi “Kimsenin Allah’ına sövme ki, onlar da senin Allah’ına sövmesin” der ya hani; insanların gözündeki o muhteşem kişiyi yıkmamak için sükûtu seçtim ben; ama Allah susmadı, susmuyor, susmayacak da…
Bunu neden yazdım? Çünkü benim tecrübem bana gösterdi ki; Allah’tan başka kimseye yüzde 100 doğrudur gözüyle bakmayacaksın! YALNIZ O… YALNIZ O… YALNIZ O…
İnanın kimse hatasız değil. Güzellikler Allah’tan, çirkinlikler nefs’ten. Ben hatasız kul görmedim. Allah diyenlerde ise hatalar bazen binlerce kat daha da fazla; kimseyi (bilhassa beni) sakın yüceltmeyin. Tek Yüce Allah’tır ve de enfüsünde Şah Damarından Yakiyn olarak sana konuşandır.
HUUU…
Böyle bir yazı yazmamış olmayı öyle çok isterdim ki… Ama Olan’da Hayır var. Bir zamanlar cennet sandığın bahçenin ASLI’nı görmek yakar! Fena ki ne fena!
Kimseye dilemem!
Sevgili Irem Nurgül Durmuş kardeşim, elbette hatasız kul olmaz. Ben görüş farklılıklarının olabileceğini ama ortak dilin aynı olması sebebiyle de her iki ayrı görüşteki göremediğimin ne olduğunu anlamak için böyle bir yorum yaptım. Ama sanıyorum haddi aşan bir yorum yapmışım. Bugüne kadar sizleri takip etmekle elde ettiğim kazanımların neticesini aldığımı da gördükçe siz Ak Partiye oy vermek sünnetullaha aykırıdır dediğinizde burada benim göremediğimi sizin gördüğünüzü düşünerek vardır bir bildiği diyorum. Aynı şekilde Mehmet Doğramacı hocamın benim oyum ak partiye dediğinde de vardır bizlerin göremediği yani bir onun bildiği diyorum. Her iki görüşü sentezleyerek göremediklerimi görmeye çalışıyorum. Benim için çok değerli olan iki kişinin ortak dili belli. Hak ilmi konuşuluyor. Ben sizden akan ilme aşığım. Bana Allahı en güzel siz anlatıyorsunuz. Ben böyle daha iyi idrak ediyorum. Farklılıklarla. Kimse hatasız değildir tabi. Ama ben bunları hata olarak göremiyorum. Varsa bir hata ve ben bunu göremiyorsam yine bendeki eksikliktendir. Kısacası işin özü şu ben sizi çok seviyorum. ♥♥♥
Boşver Ak Parti’yi, Kara Parti’yi… Onların hepsi geçecek, bunlar hep kendi kitabımızı okuyalım diye verilmiş şeyler… Sen öyle güzel öyle güzelsin ki, Resul-Ekrem’den mi aldın, at leşine bakıp da “ayy ne pis” demek yerine “dişleri de ne güzelmiş” deme özelliğini?
HAYY Maşallah, çok güzelsin.
Ben senin vesilenle kendi bir tecrübemi aktardım. Sana çok teşekkür ederim. Çok!
Nefsin hoslandığı her şeyde az çok bir zevk vardır,
Bu zevk maddi’dir , hemde geçicidir ,
Hazırdır ona kolay ulaşılır fakat hemen kaybedilir,
Çünkü onun özeliği böyledir , hemen geçicidir ,
Tadı azdır madde yok olmaya mahkumdur, tadı daim olmaz,
Böyle bir zevk ruhu sevindirmez kalbi huzurlu etmez ,
Gönülde bir hasret bırakır gider Sofrasına koyduğu yemekle sevinen ve mutlu olan kimsenin zevki lokması damakdan gecene kadardır,
Ondan sonrası göz görmek istemez cünkü görülmesi kımseye zevk vermez ,
Yeme içme sürekli bir mutluluk sebebi olmaz kalbi doldurmaz…. onun için ruh’i yönden kazanımlı insanları izlemek , dinlemek ayrı bir haz verir bizlere ….