Muhtelîf zamanlarda dost meclislerinde akanlar, kendine susamışlara teberrüken ikrâm olundu…
– Şu “kendini bilme” işini bana ufalayarak anlatsanız ya?
Parçalara ayırmak, açıklamak için iyi bir yöntemdir, anlamak için değil!
– Nasıl anlarım o vakit?
Bütün ancak anda anlaşılır. Anda olan ne varsa ayırmadan büsbütün sev, sevdikçe çözülür gider bütün düğümler.
– Kendini gerçekleştirmek, uyanmak, aydınlanmak nedir?
İllâ bir kavrama tutunacaksan;
• Hiçbir şeyle özdeşleşmemek
• Her şeyle özdeşleşmek
Olduğu söylenebilir
Olmadığı şeyse
münferit bir şahıs görüntüsü olan
• Kişi ile özdeşleşmedir
(particular identification)
– Peki bu dünya, yalan mı rüya mı realistik mi fantastik mi?
Anahtar orada değil!
Asıl mesele, dünyanın gerçek olup olmadığı değil!
Aksine odak merkezi, dünyadaki “kişinin” gerçek mi kurgu mu olduğudur.
Bunu keşfettiğinde sonuç ne olursa olsun hem dünya hem “kişi” için geçerlidir.
– İyi de dünyayı kişisel bir bakış açısından görmenin nesi yanlış?
Kişi-lik, bütün olan akışın, anlık dondurulmuş bir görüntüsünden, 360 derecenin anahtar deliğinden…
View original post 477 kelime daha